3 Eylül 2011 Cumartesi

bay S.



“Ya çok sevdim unutuldum.
Ya birinde çok şey buldum.
Bir gecede aşka durdum.”

Vardı öyle birileri. Çok çok anlam yüklediğim. Çok sevdiğim, çok şey bulduğum. Sonra gitti. Bana İzmir’i hatırlatan bu ses kaldı sadece. Çok severim bu şarkıyı da, Göç albümünün tamamını da

şarap bay S.


bu gece kız kıza şarap içelim dedik bay S. ve kızların hepsi eskileri , yaralarını anlatmaya başladı herkezin yarası derin kendine göre benimkide bana göre şarap içerken bay M. ile konuştuk oda kızgın sana hemde çok ona da dedim belki birgün birgün gene eskisi gibi çıkarız dışarı içeriz güleriz bir oluruz dedim o zor dedi ama ben inanıyorum... sanırım insan içince biraz daha fazla özlüyor yada bana öyle geliyor bilmiyor. ama şu anda sadece çok özlüyorum seni bay S. birgün bunların hepsi geçiçek biliyorum....

2 Eylül 2011 Cuma

acı bay S.


bir sürü acı çeşidi var. insan aynı anda birden fazla acı çekebiliyor. bazen o acılardan biri yok oluyor ama diğeri daha fazla artarak hemen yok olanın düşürdüğü acıyı arttırabiliyor. sonuç olarak insan hep -üst limitlerinde- çekiyor acıyı. acılar sadece birbirlerinin yerine geçiyor. herhangi bir konuda mutlu olmak da geçirmiyor o acıları. hatta acılar varolan mutluluğu da silebiliyor. öyle ezici bir üstünlüğü var acıların. benim gibi acı çekmeyi seven biri için iyi bir şey aslında bu. neyse. acı çekmek iyidir.

korku bay S.



bu şarkıyı her dinleyişimde klibi her izleyişimde nedense ağlamaklı oluyorum. korkuyorum bay S. sonumun bu olmasından korkuyorum. zor günler yaşıyorum yaşıyoruz fulya trafik kazası geçirdi bodrum araba hurdaya alındı fln fln korkma ama iyi çok kötü sayılmız o araban sağ çıkmaları bir muziceymiş ztn. kimsenin bn anlamadığını düşündüğüm zamanlar öyle çok ki. aklım öyle karışık ki....

31 Ağustos 2011 Çarşamba

sevgili S.


Yazıp yazıp siliyorum ya da ulaşmayacağını bildiğimden yollamıyorum cümlelerimi sana. Bir anda yok olmuş olman mı benim içime oturan yoksa seni yok etmiş olmam mı canımı yakan bilmiyorum şimdilik. Öyle görünüyor ki hiçbir zaman da bilemeyeceğim.

Bir uçurum var şimdi aramızda. Hâlbuki ince bir çizgi dahi yok gibiydi. Nasıldı? Sen bendin biraz ben de sen. Ve çoğu zaman kimin kim olduğunun bir önemi yoktu. Üzerinden yıllar geçmiş gibi. Hepi topu bir iki cümle, de sen, o kadar olmadığını bileyim ben de, gülümseyip geçelim üzerinden.

Anlamını sadece senin çözebileceğin ve sadece senin çözmeni isteyebileceğim kelime yığınları altında boğuluyorum zaman zaman ve sen neredeyse hiç yoksun. Ve aklıma gelen soruların her birinde bir acaba mevcut ve boğuluyorum S, boğuluyorum, sen yoksun. İçimden bir parçanın dışımda şekillenmiş hali miydin, neydin, biri miydin hiç miydin ne kadar önemli bilmiyorum ama şimdi sen yoksun. Ve, hiç bitmiyor, ve’lerim hiç bitmiyor S, bu dayanılmaz boşlukta yalnızım, sen yoksun.

Her zaman için,
Seni Düşünmek Güzel Şey

geçmiş....


Geçmiş acıtmaz aslında, acıtan geçmişi hatırlama şeklimiz.
Yolda yürürken dinlediğin şarkı ne yapabilir ki sana ? Ama şarkıyı dinlerken hatırladıkların ..
Soğuk hava üzmez insanı. Rüzgarın esiş biçimi ? O başka .. Doğa bir olmuş gibi sana karşı gelen herşeyle. Şarkı hızlanır, rüzgar artar. Şarkıyı söyleyen adam bağırır, en acı cümlelerini söyler, rüzgar saçlarını karıştırır. Önünü göremezsin, rüzgardan değil. Kapatırsın çünkü gözlerini. Hatırlamak için. Acı çekmek için.
Gözlerini tek noktaya sabitlersin yürürken, işte o anılarını saklayan yere. Sonra sinirlenip acımazsız planlar yaparsın. Orayı yaksalar yada yıksalar mutlu olacağını düşünürsün, öyle ya herşey oraya ait. Değil halbuki. Oraya bir şey yapmayacaklar, sen bakıp üzülmeye devam edeceksin. Büyüyene kadar. Acı seni olgunlaştırana kadar. Boşvermesini öğrenene kadar.
Hava soğuk olabilir, pişmanlıklar olabilir, yanlışlıklar olabilir, yalnızlıklar olabilir ..
Bu kadar zaman sonra, artık bir şey gelmez elden.
..

30 Ağustos 2011 Salı

Yeni Türkü - Sonbahardan Çizgiler




bay S. bayram hediyen...

3 yıl sonra sen....


dün yani arife günü her zamanki gibi bayram alışverişini son güne bırakan ben ve eraylar la alışverişten yorgun bitik ve ölmüş bir halde otobüse binip eve geliyorduk. o an tek istediğim şey biran önce eve varmak ve ayaklarımı uzatıp yatmaktı. cam kenarında oturuyordum öyle boş boş dışarıya bakarken bu trafik ne zaman biticek die düşünürken birden bi otobüsle yanyana geldik ve kafamı çevirip yanda duran otobüse baktığımda seni gördüm 3 yıldan sonra ilk kez seni gördüm sadece bir kaç saniye gözgöze geldik... sonra bulunduğum otobüs hareket etti ve arkada kaldın sen istem dışı otobüsten ininceye kadar deli gibi ağladım rezil olmak umrumda bile değildi. ben seni görmüştüm varmıydı ötesi... sevinçten mi yoksa özlemden mi ağlıyordum bilmiyordum ama ağlıyordum... değişmişsin eski sen değilsin sanki ama gözlerin hala aynı. düşündüm her bayramın 2. gününü birlikte alsancağa gidişlerimizi size geldiğim bayramı türk kahvesini yapamayışını annenin kadayıf tatlısını benim yeşil topuklu ayakkabılarımla dalga geçmeni sizin terası babanın kibarlığını annenin cana yakınlığını uğrak'a gittiğimz zamanları hepsini düşündüm bir bir kafamda canlandı hepsi yeniden otobüsten ininceyedek. şimdi seni aramak geliyor içimden karşımda telefon duruyor aklımda numaran herşey hazırken arayamıyorum korkuyorum oysa arayıp seninle saatlerce konuşmak istiyorum belkide ağlamak. özlüyorum bay S. hemde çok bayramın kutlu olsun....

28 Ağustos 2011 Pazar

bir öyle bir böyle


sanırım kafayı yiyorum bi gülüp bir ağlıyorum bi bunalımın dibindeyim bi bulutlarda geziyorum hiç iyi görmüyorum ya sonumu neyse....