4 Şubat 2011 Cuma

=(


o gün orada senin yanında olmalıydım...
biliyorum ki eğer o gün orada senin yanında olsaydım sende şu anda benim yanımda olucaktın.....

senden hemen sonra...


sen gittikten sonra çok uzun bir süre düşündüm ndn bu resmi bu kadar çok sevdiğini ve sonra fark ettim aslında o resimdeki adam senin aynadaki karşılığındı... aynı senin gibiydi oda kolayca terkedebiliyordu arkadasındakileri kolayca silip atabiliyordu hayatındakileri ve öyle de gururluydu dönüp bir kez bile bakmıyordu arkadasına çnkü aslında oda biliyordu arkasına baktığı anda vazgeçip geri dönüceğini oda biliyordu yaptığının doğru olmadığı ama yapıyordu işte hiç birşeyde mantık aramadığı gibi gidişinde de mantık aramıyordu... sadece canı gitmek istiyordu ve gidiyordu hepsi buydu. ona göre uzatılıcak birşey yoktu belki bi zaman sonra geri dönerim diyordu ama sözde vermiyordu çnkü ne zaman söz verse tutamamıştı ve o kadına karşı bunun yükünü taşıyordu... uzatılıcak birşey yoktu gidiyordu. aynı sen gibi canı gitmek istedi ve gitti!

OI VA VOI - FOGGY DAY




Bir ‘şey’ vardı aramızda, ben her şey sanıyordum, sen hiçbir şey…

3 Şubat 2011 Perşembe

eskiden


Bir şehri terketmek, bir sıradanlığı terketmek demekse mutlu olmalıydım. Oysa burukluktu yaşadığım, istasyon memurlarının bıkkınlığı dışındaki bu burukluk beni ben yapandır. Kararsızlıkları da iyi bilirim, yolculukları da. Yaşam karar vermek değildir, yolculuk yapmaktır, bırakırım her şey yol boyunca gitsin gidebildiği kadar. Mizah yaşamak, hüzün yaşamayı engellemez.

Son kucaklaşmayı beklerim, bunu herkes sever ayrılıktan önce. Yelkovan yoluna devam eder, telaşları izlerim. Hareketlerimdeki sakinliğe rağmen içim kıpır kıpırdır. Gar saati dinlemez beni, yelkovan yoluna devam eder. Bütün rötarlar ihanet eder. Her gün dünyanın bir çok yerinde yaşanan sahneler yaşanır. Kapıya geldiğimde içimdeki burukluğu dönünce almak üzere bırakmak isterim oracıkta, kandıramam, anlaşma yoktur. Pencereyi açıp yeniden denerim aşağıya atmayı, rüzgar da istemez onu. Son defa bakarım el sallamalara artık kimse mendil sallamıyor. Şimdi düdüğe hazırım. Oturduğumda yadırganmayı beklerim, yanılmam. Bir yabancıyım numarasız vagonda, hem de bu kompartmanda. Hareket ve ritim... Geride kalanlar her saniye artar, ağaçlar, evler, köprüler... En sonunda şehir ve sen diye düşünürüm...

Herkesi birileri yolcu ederdi eskiden... Ben hariç...
Sevgili S'dn

1 Şubat 2011 Salı




size bir soru.
hiç tanışmadığınız biri için neler yapabilirsiniz_?
o hayatını hiçe saydı ve einstein 'n tanınmasını sağladı o mu kim tabiykide eddington..
son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerin başında geliyor ''einstein and eddington'' hiç tanışmadığı biri için hayatını hiçe sayan bir adam ingiltereden almanyaya uzanan mektuplaşmalar ve sonucu mükemmel bir bakışma ve el sıkışma....
filmi izlerken aklıma şu geldi ''sen çabala elbet sonucu güzel olucak''

bir sabah İZMİR



31 Ocak 2011 Pazartesi

Barış Manço - Kol Dugmeleri



hep kıskanmışımdır ''adam olucak çocuk'' yarışmasındaki çocukları çünkü o çocuklar bir şekilde o büyük insanın yanında bulunabilmişlerdi...
Saygıyla rahmetle ve özlemle anıyorum...