24 Aralık 2013 Salı

son zamanlarda...

geçen gün uzun süredir blog yazmadığımı fark ettim ''neden?'' diye sordum kendime ve cevaptan hiç hoşnut kalmadım çünkü neden sorusuna aklıma gelen ilk cevap '' her yazdığında onu anlatıyorsun'' oldu ve ben artık seni anlatmak istemiyorum bayım. ve inanır mısın artık daha az özlüyorum seni daha az acıyor içim sanırım ''zaman her şeyin ilacı'' dedikleri bu olsa gerek.
her neyse son zamanlarda neler yaptım izmire gittim canım dostum abim olan bay S. nin yanına bebişim kendine ev aldı neden bilmiyorum ama herhalde ben kendim ev alsam ancak bu kadar sevinebilirdim :) onun yanında kaldım 3 gün ve içimden ona sonsuz teşekkürler ettim ev aldığı için çünkü artık benimde zaman zaman kaçıp sığınabiliceğim bir evim daha olmuş oldu. çok keyifli 3 gün geçirdim aşağıdaki resimden de anlaşılabiliceği üzre ;)


sonra döndüm geri aydına her şey eski rutin şekline döndü böylece tek bir farkla 2 gün üst üste sinemaya gittim o kadar ilk gittiğim film ''Tamam Mıyız?'' oldu. resmen tek kelimeyle bayıldım ve bolca ağladım ama sonra da sevindim çünkü benimde hayatımda öyle bir dost, abi vardı bu yüzden kendimi şanslı hissettim ve bir kez daha şükrettim hem zaten ne demişler '' önce dost lazım bana gerisi olur zaten'' kim demiş ne zaman demiş bilemem ama iyi demiş ağzına sağlık. :) ikinci gittiğim filmde ''Erkekler'' di ve hayatımda ben ilk defa bir film izlerken bu derece sıkıldım bana göre çok saçma ve gereksiz bir filmdi resmen 90 dk yı doldurabilmek için çaba sarfedilmiş hatta cebellenilmiş. neyse bu aralar böyle işte her şey rutin ama bir şikayetimde yok açıkçası. aaa son olarakta limon ağacımı süsledim yeni yıla o benden önce hazırlandı ;)
uzanıp öpüyorum yanaklarınızdan ;)

14 Kasım 2013 Perşembe

amir'e veda.


behzat'la tanışmam biraz geçti oldu ama hani derler ya geç olsun güç olmasın diye benimki de o hesap işte.
tanıştıktan sonra bende ayrı bir bağımlılık yaptı behzat ne zaman kendimi yalnız,mutsuz,çaresiz hissetsem o hissin sonunda yatağa gömülmüş behzat izlerken buldum kendimi. nedenini bende bilmiyorum ama bu hep böyle oldu.
hayatı boyunca neredeyse hiçbir şeyin sonunu getiremeyen ben neredeyse ilk kez behzatın sonunu getirdim. şu anda 3. üniversitemdeyim ha diğerlerini bitirdim mi hyr bir yıl okuyup bıraktım neden bilmiyorum lisede 2 okul değiştirdim sanırım bir yerden uzun süre kalamıyorum.en sevdiğim dostum yarı yolda bıraktı yada bırakmak zorunda kaldı bilmiyorum. hayatımda ilk kez aşık olduğum adam bi anda çekip gitti oysa neler planlıyordum ben bizim için ama o planlarını başkasıyla gerçekleştirmek istedi sanırım kim bilir. yani kısacası senin anlıycağın hiç bir şeyi tamamlayamadım ben hayatımda buna ailemde dahil kardeş sevgim baba sevgim hep yarım kaldı ya onlar bırakmak gitmek zorunda kaldı yada ben aman neyse şimdi bunların ne önemi var ki konu nereden nereye geldi.
eminim behzatı izleyen herkes kendinden bir şey bulmuştur bende buldum çaresizlik bazen insan her şeyi yapmasına rağmen gerçekten de çaresiz kalabiliyor. yada her şey gözünün önündeyken hiç bir şey yapamıyorsun. vizelerime bir hafta kalmasına rağmen oturup behzatı izledim ve bitti bitmemesini öyle çok istedim ki çünkü dedim ya yalnızken ona sığınıyordum şimdi ne bok yicem bilmiyorum yeni bişiler bulmam gerekiyor sanırım.

son olarak;
''bi'gün bana ne dedi biliyon mu şule?
unutmak kelimesi undan çıkmış. bildiğin un yani, hamur işi, öyleymiş. unutmak için un ufak etmen gerekiyormuş. birini bütün olarak unutamazmışın zaten, öyle pat diye unutulmazmış. öyle yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşun. gözleri, kaşı, burnu ile kulağı, sesini yavaş yavaş. unuttuğun zaman da o kişi olmazmış. hatırlamazmış. sonra unuttuğunu unuturmuş. ben unutmak istiyorum la. her gün ne zaman unutucam diye soruyom kendime, her sorduğum zaman da her şeyi yeniden hatırlıyorum ben, daha net. unutamıyorum ben....''
 bazen gerçekten de ne kadar unutmak istersen bi o kadar net hatırlıyorsun. kim bilir amirim belki bir gün biz de unuturuz....









5 Kasım 2013 Salı

inan çok yorgunum bayım


http://www.youtube.com/watch?v=IaudgKB9aP8

görüyorsun ya hiçbir şeyi başaramıyorum bir türlü ayağa kalkamıyorum. olmuyor inan çabalıyor ama olmuyor kendimi sürekli başladığım yerde buluyorum. sürekli senin yanındayken ki halimi düşüyorum hoş kalkıp gelsen sorsan bana aşık değilim sevmiyorum artık nefrette etmiyorum ama yorgunum be bayım çok yorgunum ve bu yorgunluğum nasıl geçecek inan bilmiyorum...

29 Ekim 2013 Salı

gene sen yine sen!


29 ekim...
hem Türkiyenin hemde benim miladım olan tarih...
bugün tam tamına 2 yıl oldu koca 2 yıl.
canım çok yanıyor bugün ve ben bugün hiç olmadığım kadar yalnızım hiç olmadığım kadar çaresiz...
elimden gelen tek şey senin mutluluğunu izlemek... ama bir yandan da mutlu oluyorum mutlu olduğun için en azından diyorum kendime en azından o mutlu. sana da dedim ya sen benim en güzel hatam en güzel günahımdın bu yüzden affedemiyorum ya kendimi. 2 yıl öncesi bugünü hatırlıyorum sürekli o gün dünyanın en mutlu insanı olduğumu hatırlıyorum sonra ve düşününce mutlu anlarımın hepsinde senin yanında olduğumu fark ediyorum. her şey geçti inan kızgınlık, kırgınlık, öfke, fln fln ama tek geçmeyen şey yorgunluğum öyle çok yorgunum ki bayım bunu nasıl anlatıcağımı atlatıcağımı inan bilmiyorum...

9 Ekim 2013 Çarşamba

bilemedim ki ;)

hayatımda bir şeyler düzeliyor mu yoksa bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama bir şeyler düzelsin istiyorum artık düzelsin ve bende mutlu olayım. dün akşam çok hoş bir misafirim vardı ve yanında mükemmel bir şarap getirmişti diren2003. kendisi sohbeti yani kısacası her şey mükemmeldi. umarım bu kez bazı şeyler istediğim gibi olur ve umarım bu kez bende mutlu olurum. öperim kocana ;)

4 Ekim 2013 Cuma

saçma sapan bir gün...


saçma sapan bir gün geçiriyorum mutsuz bir şekilde uyandım neden bilmiyorum ama canım çok yanıyor kızgınım öfkeliyim. okula gittim ve hoca derse girdiğinde başımdan kaynar su döküldü çünkü sana o kadar çok benziyordu ki duruşu giyimi mimikleri gülüşü ses tonu kokusu. biri benimle fena halde dalga geçiyor bunun başka bir açıklaması olamaz çünkü. derste izin isteyip çıktım bahçede oturdum ağladım sigara içtim. kendime o kadar çok kızdım ki sadece sana benzeyen biri beni bu hale nasıl getirir diye. eve giden yolda yol boyunca ağladım neden bilmiyorum ama ağladım işte cnm çok yandı çok özledim. sen bayım özlemekten hiç miden bulandı mı? benim artık bulanıyor!

3 Ekim 2013 Perşembe

bay S.

epey zaman olmuş yazmayalı bunu fark ettim bugün...
sanırım yazmamamın sebebi kendimi olduğu gibi kelimeleri de bir araya toplayamıyor oluşum.
son zamanlarda öğrendiğim en önemli şey bay s ile 4 yıl boyunca farklı şehirlerde farklı hayatlarda aynı acıyı çekmiş olmamız. bana imkansız diye bir şeyin olmadığını gösteren insan ölene kadar sana şükran duyacağım.


23 Mayıs 2013 Perşembe

bazen aradığın sadece eski bir dostur...



gene bir anda gelişti olaylar bir anda kuşadasına gitmeye karar verdik ve 3 kız kalkıp gittik sezonu da bu şekilde açmış bulundum ama gene de tam anlamıyla mutlu değildim tam anlamıyla bir bütün değildim eksik birşey vardı kimi zaman küçük gibi görünen ama dikkatli bakınca hayatımın tamamını kaplayan bir eksik..
gündüzleri kolay oluyor herşey ama akşam olunca eksik parça daha da bi belli etmeye başlıyor kendini.

akşam kızlarla barlar sokağına gittik eğlendik içtik sonra birini gördüm karşımda sırtı bana dönüktü ve inan bayım öyle çok sendi ki elim ayağım titredi gerçek olamıycak kadar sendi bir anda yürümeye başladım sen olmayan sana doğru omzuna dokundum ama yüzünü bana dönen sen değildin bir başkasıydı hemen özür dileyip masaya döndüm çantamı aldım kızları orada bırakıp otele gittim. kapıdan girer girmez nefesim kesilene kadar ağladım ve gene kendimi tutamayıp açmıycağını bildiğim halde seni aradım. seni aramam aşktan değildi halbuki ben o gece fark ettim çok mutsuz olduğumu dostluğuna ihtiyacım olduğunu bir dostla yani senle konuşmak istemiştim sadece ahh bayım keşke okuya bilseniz bunları keşke...

ben tek başıma hiç bir şeyi beceremiyorum işte ve senin dediğin kadar da güçlü biri değilim sadece güçlü numarası yapıyorum zaman zaman ağlak birinin tekiyim oysa. düşünüyorum bir insan bu kadar çok terk edilemez diye haksızlık bu diyorum kendi kendime... sadece dostluğuna ihtiyacım var bayım yardımına ihtiyacım var ben çok fazla dibe düştüm elimden tutup kaldırmana ihtiyacım var....

7 Mayıs 2013 Salı

bardağın dolu tarafını görme adlı son eserim...


fonda da http://www.youtube.com/watch?v=IkzEoWEftNw

özür dilerim bayım...




geçenlerde ıspartaya gittim özgeyi ziyarete birde canım çok sıkılıyordu bir şeylerden kaçmak istedim birazda çıktım gittim. ama daha otobüse biner binmez yakaladı beni geçmiş seninle birlikte geçtiğimiz yollardan geçtim bayım ender dinlenme tesislerinde mola verdi otobüs hatırladın mı '' bir gece ıspartadan dönüyorduk birlikte kar yağıyordu sana kızdığım ve beni aldattığını düşündüğüm için yol boyunca ağlamıştım. mola da otobüsten inerken kaymayayım diye elimden tutmuştun ama o an sana öyle öfkeliydim ki elini bırakmıştım. sonra ben tuvalete girmiştim de kapıda bekliyodun yüzünde şapşal bir ifade ile çıkınca neden bekliyorsun gitsene dediğimde seni kaybetmekten korkuyorum demiştin'' hatırladın mı bayın işte o an bir kez daha aşık olmuştum sana. sonra dedim ki kendi kendime keşke o gece izmir otogarında beni taksiye bindirirken son kez görmüş olsaydım seni o gece sana bitti dediğimde keşke bıraksaydın beni belki öyle olsaydı unutabilirdim seni kim bilir. off neyse nerden nereye geldi konu gittim ıspartaya gider gitmez orada geçirdiğim 2 sene canlandı gözümde. o gece otogarda değilde adliyenin önünde indik özgeler oradan aldı bizi tesadüfe bak adliyenin önü o gece eve giderken adliyenin bahçesine girdim seninle birlikte oturup sigara içtiğimiz yerde oturdum sigara içtim sesim çıkmadı ama içimden seninle konuştum ben o gece bayım. sonra kalkıp eve gittik. ertesi gün iyas a gittik orada kaybolmak istedim belki gene beni bulursun diye ama sonra senin gittiğini hatırladım vazgeçtim kaybolmaktan sonra eğirdire gittik kaleye çıktık bira içtik gezdik ve ertesi gün izmire döndüm ve dönüş yolunda fark ettim ki sen hala içimde aynısın ben her ne kadar bitti desem de bitmemiş sadece kabullenmişim yokluğunu ama bitmemiş bitememiş bayım özür dilerim....

29 Mart 2013 Cuma

en iyi şey pastaydı zaten

dün doğum günümdü ya 28.03.2013 ama hayatım boyunca geçirdiğim doğum günleri içinde en tuaf en tatsız olan da buydu. saat 00:00 da arkadaşlar geldi ellerinde pastayla mutlu oldum ama içimde çok büyük bir sıkıntı acı vardı. çünkü onunda doğum günüydü ve mesaj atmamak için ne kadar çok çabalasam da sonunda dayanamayıp mesaj attım. lanet olsun ki attım o mesajı kesinlikle cevap vermesi gereken bir konu olmasına rağmen cevap vermedi ve anladım ki sadece aşk anlamında değil hiç bir anlamda sevmiyordu artık beni ne yazık dedim sonra oturdum kendi halime üzüldüm salaklığıma yandım. ne annem ne babam nede ablam hatırladı zaten düşündüm kendi kendime ne çok seviliyormuşum meğer dedim. her neyse sonunda bitti salak doğum günü.

26 Mart 2013 Salı

garip zamanlar...

garip günler geçiriyorum ne yapıyorum bende bilmiyorum. çoğunlukla uyuyorum uyanıkken de amaçsızca dolaşıyorum evin içinde. geçenlerde uyandığımda saat öğlen 3 tü ve ev arkadaşıma dedim kalk gidelim. nazilliye bir buçuk saat uzaklıkta olan söke de babamın teyzesi vardı uzun zamandır da görmüyordum oraya gitmek istedim sanırım gitme isteğimin sebebi babannemi özlememdi teyzeyle birbirlerine çok benzerler teyzeyi görünce babannemi görmüş gibi olurum. kalktık oraya gittik şansımıza yağmur yağdı oturduk sohbet ettik.
kahve içtik ve teyze falıma baktı, bir adam kellesi var dedi içinde bir adamı idam etmeye çalışıyorsun ama olmuyor dedi şaşırdım. işimiz fallara kalmıştı zaten...
teyzeyle karşılıklı sigara içik ben çok içiyorum diye kızdı bana. almanya da yaşadığı günleri anlattı babannemi anlattı uzun uzun ikimizinde gözleri doldu ama belli etmeme çalıştık ikimizde ve anladım ki teyzede en az benim kadar iyi rol yapabiliyordu.
sonra kalktık hep birlikte papatya topladık. hepimizin gülümsemesine sebep oldu kocaman papatya tarlası :)
ardından trene binip geri döndük eve. kapının önünde küçük çocuklar vardı ellerinde küçücük bir köpek veteriner vermiş çocuklara götürün parka atın diye kıyamadık aldık eve sepetin içine yuva yaptık yıkadık süt verdik oraya yatırdık hemen uyudu sonra uyandı biraz oynadık geri yattı bir aylık dişi çok şeker bir şey ben nereye gidersem beni takip ediyor evin içinde korkuyorum ezicem diye :)

hayatımda bir şeyler düzeliyor mu yoksa ben olduğum yerde mi sayıyorum bilmiyorum ama içimde bir huzursuzluk bir hüzün var. özlediklerimi atamıyorum içimden bir türlü idam edemiyorum kimilerini.....

15 Mart 2013 Cuma

Sertab Erener - İyileşiyorum (Yeni Klip 2013)

dün akşam gayet normal bir ruh hali içerisinde balkonda otururken birden bu şarkıyı duydum tamda konuşma kısmına denk geldim bir anda darmadağın oldum yavaş yavaş kabuk bağlamaya başlayan yaram kanadı durdu. o an anladım aslında hiç birşeyin geçmediğini iyileşmediğimi. kendime kızdım sonra o orada ve büyük bir ihtimalle mutlu (çünkü mutlu olmasaydı gelirdi) dedim kendime. 1 yıl oldu neredeyse gideli ama ben hala bıraktığı yerde kala kaldım bir adım bile ilerleyemedim. özledim çok özledim, en çokta dostluğunu özledim....

13 Mart 2013 Çarşamba

yalancıktan huzur...






yalancıktan huzur...
o ne be dediğinizi duyar gibi oldum :)
yalancıktan huzur, hani böyle hiç bir şey yolunda değilken hatta her şey bok gibiyken aslında etrafa her şey çok güzel ben çok mutlu huzurlu bir insanım mesajını vermektir. hatta bir süre sonra her şey o kadar gerçekçi oluyor ki siz bile inanıyorsunuz huzurlu olduğunuza ama allahtan çok uzun sürmüyor bu huzurlu halleriniz bir anda çalan telefon ve gelen haberle yerle bir ediliveriyor. okula gitmiyorum bir süredir ve hiç gitme istediği de yok içimde bütün gün evdeyim. gece geç yatıyor öğlen kalkıyorum kahvaltı yapmıyorum daha doğrusu doğru düzgün yemek bile yemiyorum. kalkar kalkmaz önce evi topluyorum ardında kahvemi yapıp balkona çıkıyorum ve neredeyse yatmaya yakın giriyorum içeriye. bugünlerdeki tek eğlencem bahçede çiçekleri açan erik ağacı, her geçen gün çiçekleri hada bir belirgin oluyor. bugün dayanamadım indim aşağıya bir kaç dal kopardım geldim koydum balkonuma sonrada bir çay demledim ohh mis gibi oldu :) kocaman huzurlu bir insan oldum bir anda. işte son zamanlarda günlerim böyle geçiyor çiçekler ağaçlar ha birde balıklar.
sağlıcakla kalın öperim çok....

5 Mart 2013 Salı

sen zaten öyle bir adam değilsin ki....



bu haftaki bölüm tam anlamıyla azıma sıçtı içimden bin parçayı söktü attı....
bölümün başından sonuna kadar kurumadı gözlerim tabiri caizse anıra anıra ağladım ve bölümün sonunda gerçekten gitseydi yavuz sabaha kadar ağlardım sanırım. öyle alışmışım ki ona öyle gerçekçi hissetmişim ki sanki gerçekten ölecek gibi geldi o acıyı yaşadım resmen. eylüle veda edişi, eylülün isyanı beni tam 11 ay öncesine götürdü bende çok ağlamıştım isyan etmiştim gitmesin die ama o gitti çünkü o tam da öyle bir adamdı gitmeye hazır. ama yavuz gitmedi çünkü yavuz öyle bir adam değil. son olarak iyi ki Burak Aksak gibi adamlar var.

15 Şubat 2013 Cuma

o halde şerefe....



 seni andım bugün uzun uzun, geçen sene bu zamanları düşündüm ve yanlızlığı kutladım....        
                                                                                                                                                                 







14 Şubat 2013 Perşembe

keyifli anlar vol.2

kokoşluktan ölebiletesi yüksek bir tepsi, arap kızının camdan baktığı yağmurlu bir gün ve türk kahvesi keyfi ;)

13 Şubat 2013 Çarşamba

kahve tadında günler ;)

alsancak leman kültür ;)
uzun zaman önce açıldığını bilmeme rağmen bir türlü gidemediğim yer (deli gibi merak etmeme rağmen) istanbuldakine gitmiştim ama izmirdekini de merak ediyordum doğrusu. geçtiğimiz hafta izmire gittim sınavlarım bitmişti ve dip not: hepsini geçtim :)
çok güzel bir mekan olmuş özellikle tasarımı harika.
cumartesi günü olduğu için biraz kalabalıktı ortalık ygs grubundan geçilmiyordu doğrusu ve çok şiddetli yağmur yağıyordu ama yağmur eşliğinde kahve içmenin tadı da bir başka oluyordu ve biz özgecimle bu tadı gayet iyi biliyorduk.
izmire gittiğimde izmiri hiç özlemediğimi fark ettim artık izmir bana hiç cazip gelmiyordu. bunun sebebi hayatımı alt üst eden 2 adamdı sanırım... her yerde bi anı her yerde geçmiş vardı. nazilliye o kadar çok alışmışım ki sakinliğine saflığına artık kalabalıkta boğuluyor gibi oluyorum. sanırım kalabalık yerlerde yalnız olduğumu daha çok hissediyorum belkide bu yüzden sevmiyorum izmirin kalabalıklığını kim bilir... nazilliye döndüm dün çileğim susuz kalmış hemen onu suladım balıklarıma yem verdim evimi temizledim ohh komforlu komforlu oturdum. izmire dair iki şeyi özlüyorum en çok biri annem diğeride bir adam onlarda olsa yanımda benden huzurlusu güzeli olmaz herhalde. ama işte insanın her istediği olmadığı için olmuyor sanırım.
her neyse bunalıma bağlamıycam gene uzun lafın kısası güzel bir gündü her ne kadar günün sonunda sudan çıkmış balık gibi ıslanmış olsakta =) zaten nasıl kötü olabilirdi ki kahve + leman kültür + özge formül tamamdı ;) keyfli günler diliyorum kahve tadında....






















29 Ocak 2013 Salı

en uzun gece....



''... Çektikleri büyük acılardan kurtulamayan insanlar bazen çareyi bir başkasını kurtarmakta, bir başkasının acısını dindirmekte bulurlar, bunu bir dindarın adanmışlığıyla yaparlar, Yelda'nın büyük bir adamın kederini taşıyan bu çocuğa bağlanmasının nedeni bu muydu bilinmez ama çok kısa zamanda bağlanmasının nedeni bu muydu bilinmez ama çok kısa zamanda bağlanmıştı Heja'ya, onun geleceği için hayaller kurarken yakalıyordu bazen kendisini...''
                                                                      Ahmet ALTAN----- en uzun gece