24 Haziran 2014 Salı

onca zamana rağmen


nereden başlamalı ne anlatmalı inan bilmiyorum. karbon kağıdı ile çoğaltılmış günler yaşıyorum resmen uzun zamandır ne yaptığımı bende bilmiyorum. sadece kocaman bir boşluk hissediyorum içimde, okul bitti mezun oldum bir tek staj olayım kaldı izmirdeyim ve son iki yılda olduğu gibi bu kezde iyi gelmedi bana izmir. mutsuzum huzursuzum bu şehirde ama gittiğimde de özlüyorum neyi özlüyorum neyini özlüyorum hiç bilmiyorum. ve bu gelişimde fark ettim ki ben gün geçtikçe ne kadar dibe batıyorsam sen bir o kadar yükseliyorsun bayım. düşünüyorum hangimiz mutlu olmayı hakediyor yada huzurlu olmayı. tek bir kare resim tek bir an insanın hayatını tamamen değiştirebiliyormuş meğersem. tek bir an tek bir kare pikseli bozuk fotoğraf ve sol el parmağında bir alyans o anda kafamdan neler geçti inan tahmin bile edemezsin düşündüm yanındaki kişinin yerine kendimi koydum saçma sapan bir hayaldi işte ama o an geçen iki üç saniye öyle mutlu hissettim ki kendimi kendime şaşırdım resmen. ben çok sevdim be seni öyle çok sevdim ki herşeyimi benliğimi bütün hücrelerimi sana verebilicek kadar sevdim bak gene başaramıyorum sana karşı olan hislerimi anlatamıyorum ve neden bilmiyorum ama sana karşı olan hislerimi hep en kötü cümlelerle anlatıyorum başaramıyorum seni anlatmayı yapamıyorum. çok özlüyorum seni geçenlerde hanın önünden geçerken kafamı bir kaldırdım adın yazıyordu camda kendine yeni ofis açmışsın cam açıktı oradaydın belkide aramızda bir kaç merdiven vardı kalbim öyle hızlı attı ki bir anda seni görmekten ölesiye korktum ve koşar adımlarla kaçtım oradan. neden bende bilmiyorum. hani hep diyordun ya sen çok güçlüsün falan diye güçlü değilim bayım ne yapmam gerekiyor bilmiyorum yanlış kararlar alıyorum sürekli herşeyi geçtim de seninle oturup saatlerce sohbet ediyorduk ya hani o sohbetlerine öyle ihtiyacım var ki çünkü bu lanet olası şehirde öyle yalnızım ki. offf gene saçmalıyorum işte boşver geçer elbet bir gün. dua ediyorum her gece geçsin bitsin ve bir sabah uyandığımda senin varlığını bile unutayım sen orada mutlu ol bende burada mutlu. ama şimdilik bu kadar mantıklı düşünemiyorum ne yazık ki. lütfen sende benim için dua et et ki mutlu olabileyim bende....









24 Mart 2014 Pazartesi

kaygılar...


kaygılar..
son günlerde o kadar çok kaygılıyım ki, okulun bitmesine 2,3 ay kaldı ve napıcağımı bilemez bir haldeyim. bir yandan okul hemen bitsin istiyorum diğer yandan da biticek diye ödüm kopuyor. staj için ankara da bulunan başkent laboratuvarına başvurmuştum umutsuz bir şekilde ve içimden ''burası beni kesin almaz'' diyordum ama çok enteresan bir şekilde stajımı onayladılar üstüne de stajdan sonra orada işe başlamamı istediler. böyle anlatınca hiç bir sorun yok gibi gözüküyor ama kaygılanmamın sebebi ankarayı neredeyse hiç bilmiyorum sadece çok küçükken gitmiştim şimdi gidince napıcam orada onları düşünüyorum nasıl ev bulucam param nasıl yeticek ayrıca ben ankarayı sadece behzat ç. için seven biriydim. nasıl oldu da bir anda ankara ile bu kadar içli dışlı oldum bilmiyorum. izmirli biri olarak ankara ve ankaralı insanlar bana hep soğuk, resmi gelmiştir. bu aralar o kadar çok düşünüyorumki beynim fonksiyonlarını yitirdi sanırım. ve bu ankara olayının tek güzel yanı izmir de olmamak ondan ne kadar uzak olursam benim için o kadar iyi. bakalım gelecek günler bana ne göstericek şimdilik sağlıcakla kalın ;)

10 Şubat 2014 Pazartesi

nokta konmuş bitmiş en güzel hikayem


şu hayatta neyden korkuyorsam hepsi bir bir başıma geldi...
ve sonunda olan oldu ve ben bugün senin evlendiğini öğrendim. hep düşünüyordum öğrenince ne yaparım acaba diye ve dururmuşum hiç hareketsiz öylece. durdum öylece nefes alıp verdim mi hiç farkında değilim ilk gün geldi aklıma seni ilk gördüğüm gün sırt çantasıyla karşımda duran adam o an demiştim kendime ''bu  benim evleneceğim adam'' diye ama bu kez yanılmışım demek ki bu kez hislerim beni yanıltmış. şu anda başka bir hayatın kahramanısın sana kızmak geliyor içimden ama yapamıyorum nedenini bende bilmiyorum. soruyorum kendime onunla hiç tanışmamak bunca acıyı yaşamamak istermiydin diye ama cevabım hayır oluyor çünkü ben senden çok şey öğrendim bayım bunların en başında da kimseye güvenmemem gerektiğini öğrendim. içimde çok azda olsa bir umut kırıntısı vardı ama bugün esen rüzgar o kırıntılarıda beraberinde götürdü. şu anki sakinliğime bende şaşırıyorum ve korkuyorum birazda. benim kurduğum hayalleri bir başkasıyla yaşaman biraz zoruma gidiyor sanırım. ben sadece istedim bayım birlikte olursak güzel olur gibime geldi yada öyle bir şeyler işte. artık sen benim kaderimsin saçmalığınıda unuttum. sadece hayatın bazen ne kadarda garip olduğuna şaşırıyorum. mutlu olun bayım çok mutlu olun bende mutlu olucam beni çok seven biri çıkacak karşıma ve onunla mutlu olucam bende buna inanıyorum yada inanmak istiyorum sadece bu yazıyı bir şekilde okursanız mutlu olmam için dua edin çünkü ben bu kadar şeye rağmen size hiç kızmadım kızamadım hep dilimdeydi ama hiç bir gün gönülden kızmadım size her zaman dediğim gibi bayım siz böyle yaptıysanız vardır bir bildiğiniz. artık son geldi benim içinde biraz geç oldu ama geldi sonunda. her şey için genede teşekkür ederim size. ben size olan hakkımı helal ettim mutlu olun bayım ve hep gülümseyin çünkü gülümseyince çok masum oluyorsunuz ve o masumluk dünyalara bedel....
HOŞÇAKAL.















27 Ocak 2014 Pazartesi

mutlu pazarlar

uzun bir zamandan sonra kendimi ilk defa bu kadar keyifli hissediyorum :)
umarım bu keyif yarıda bozulmaz. benim için özel olan biri var ve o biraz hastaydı bugün onun yanına giderken ona damla sakızlı kurabiyeler yaptım hemen iyileşsin diye ;) ben musmutlu bir pazar geçirdim umarım sizin içinde mutlu bir pazar olmuştur. ve diliyorum ki bütün pazarlar bugünkü gibi musmutlu geçer ;)

24 Aralık 2013 Salı

son zamanlarda...

geçen gün uzun süredir blog yazmadığımı fark ettim ''neden?'' diye sordum kendime ve cevaptan hiç hoşnut kalmadım çünkü neden sorusuna aklıma gelen ilk cevap '' her yazdığında onu anlatıyorsun'' oldu ve ben artık seni anlatmak istemiyorum bayım. ve inanır mısın artık daha az özlüyorum seni daha az acıyor içim sanırım ''zaman her şeyin ilacı'' dedikleri bu olsa gerek.
her neyse son zamanlarda neler yaptım izmire gittim canım dostum abim olan bay S. nin yanına bebişim kendine ev aldı neden bilmiyorum ama herhalde ben kendim ev alsam ancak bu kadar sevinebilirdim :) onun yanında kaldım 3 gün ve içimden ona sonsuz teşekkürler ettim ev aldığı için çünkü artık benimde zaman zaman kaçıp sığınabiliceğim bir evim daha olmuş oldu. çok keyifli 3 gün geçirdim aşağıdaki resimden de anlaşılabiliceği üzre ;)


sonra döndüm geri aydına her şey eski rutin şekline döndü böylece tek bir farkla 2 gün üst üste sinemaya gittim o kadar ilk gittiğim film ''Tamam Mıyız?'' oldu. resmen tek kelimeyle bayıldım ve bolca ağladım ama sonra da sevindim çünkü benimde hayatımda öyle bir dost, abi vardı bu yüzden kendimi şanslı hissettim ve bir kez daha şükrettim hem zaten ne demişler '' önce dost lazım bana gerisi olur zaten'' kim demiş ne zaman demiş bilemem ama iyi demiş ağzına sağlık. :) ikinci gittiğim filmde ''Erkekler'' di ve hayatımda ben ilk defa bir film izlerken bu derece sıkıldım bana göre çok saçma ve gereksiz bir filmdi resmen 90 dk yı doldurabilmek için çaba sarfedilmiş hatta cebellenilmiş. neyse bu aralar böyle işte her şey rutin ama bir şikayetimde yok açıkçası. aaa son olarakta limon ağacımı süsledim yeni yıla o benden önce hazırlandı ;)
uzanıp öpüyorum yanaklarınızdan ;)

14 Kasım 2013 Perşembe

amir'e veda.


behzat'la tanışmam biraz geçti oldu ama hani derler ya geç olsun güç olmasın diye benimki de o hesap işte.
tanıştıktan sonra bende ayrı bir bağımlılık yaptı behzat ne zaman kendimi yalnız,mutsuz,çaresiz hissetsem o hissin sonunda yatağa gömülmüş behzat izlerken buldum kendimi. nedenini bende bilmiyorum ama bu hep böyle oldu.
hayatı boyunca neredeyse hiçbir şeyin sonunu getiremeyen ben neredeyse ilk kez behzatın sonunu getirdim. şu anda 3. üniversitemdeyim ha diğerlerini bitirdim mi hyr bir yıl okuyup bıraktım neden bilmiyorum lisede 2 okul değiştirdim sanırım bir yerden uzun süre kalamıyorum.en sevdiğim dostum yarı yolda bıraktı yada bırakmak zorunda kaldı bilmiyorum. hayatımda ilk kez aşık olduğum adam bi anda çekip gitti oysa neler planlıyordum ben bizim için ama o planlarını başkasıyla gerçekleştirmek istedi sanırım kim bilir. yani kısacası senin anlıycağın hiç bir şeyi tamamlayamadım ben hayatımda buna ailemde dahil kardeş sevgim baba sevgim hep yarım kaldı ya onlar bırakmak gitmek zorunda kaldı yada ben aman neyse şimdi bunların ne önemi var ki konu nereden nereye geldi.
eminim behzatı izleyen herkes kendinden bir şey bulmuştur bende buldum çaresizlik bazen insan her şeyi yapmasına rağmen gerçekten de çaresiz kalabiliyor. yada her şey gözünün önündeyken hiç bir şey yapamıyorsun. vizelerime bir hafta kalmasına rağmen oturup behzatı izledim ve bitti bitmemesini öyle çok istedim ki çünkü dedim ya yalnızken ona sığınıyordum şimdi ne bok yicem bilmiyorum yeni bişiler bulmam gerekiyor sanırım.

son olarak;
''bi'gün bana ne dedi biliyon mu şule?
unutmak kelimesi undan çıkmış. bildiğin un yani, hamur işi, öyleymiş. unutmak için un ufak etmen gerekiyormuş. birini bütün olarak unutamazmışın zaten, öyle pat diye unutulmazmış. öyle yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşun. gözleri, kaşı, burnu ile kulağı, sesini yavaş yavaş. unuttuğun zaman da o kişi olmazmış. hatırlamazmış. sonra unuttuğunu unuturmuş. ben unutmak istiyorum la. her gün ne zaman unutucam diye soruyom kendime, her sorduğum zaman da her şeyi yeniden hatırlıyorum ben, daha net. unutamıyorum ben....''
 bazen gerçekten de ne kadar unutmak istersen bi o kadar net hatırlıyorsun. kim bilir amirim belki bir gün biz de unuturuz....









5 Kasım 2013 Salı

inan çok yorgunum bayım


http://www.youtube.com/watch?v=IaudgKB9aP8

görüyorsun ya hiçbir şeyi başaramıyorum bir türlü ayağa kalkamıyorum. olmuyor inan çabalıyor ama olmuyor kendimi sürekli başladığım yerde buluyorum. sürekli senin yanındayken ki halimi düşüyorum hoş kalkıp gelsen sorsan bana aşık değilim sevmiyorum artık nefrette etmiyorum ama yorgunum be bayım çok yorgunum ve bu yorgunluğum nasıl geçecek inan bilmiyorum...

29 Ekim 2013 Salı

gene sen yine sen!


29 ekim...
hem Türkiyenin hemde benim miladım olan tarih...
bugün tam tamına 2 yıl oldu koca 2 yıl.
canım çok yanıyor bugün ve ben bugün hiç olmadığım kadar yalnızım hiç olmadığım kadar çaresiz...
elimden gelen tek şey senin mutluluğunu izlemek... ama bir yandan da mutlu oluyorum mutlu olduğun için en azından diyorum kendime en azından o mutlu. sana da dedim ya sen benim en güzel hatam en güzel günahımdın bu yüzden affedemiyorum ya kendimi. 2 yıl öncesi bugünü hatırlıyorum sürekli o gün dünyanın en mutlu insanı olduğumu hatırlıyorum sonra ve düşününce mutlu anlarımın hepsinde senin yanında olduğumu fark ediyorum. her şey geçti inan kızgınlık, kırgınlık, öfke, fln fln ama tek geçmeyen şey yorgunluğum öyle çok yorgunum ki bayım bunu nasıl anlatıcağımı atlatıcağımı inan bilmiyorum...