15 Ekim 2012 Pazartesi

özlemek diyordum bayım özlemek çok kötü....


bu aralar sürekli geçen sene bu zamanlar geliyor aklıma bayım...
ahh bayım ah o günler nasıl mutluydum nasıl huzurlu.
düşünüyorum ne çok şey değişmiş hayatımda diye ne çok şey kaybetmişim ve en kötüsüde sürekli kaybetmeye devam ediyor olmam. özlemenin ne demek olduğunu öğretiyor sanırım yukardaki ve ben anladım özlemek çok boktan bişi hele ki asla gelmiycek birini özlemek aynı ölü birini özlemek gibi ama ölü birini özlediğinde mezarına gidersin çiçek koyarsın sularsın ve onunla konuşursun ölüler sizi her zaman duyabilir peki benim ne yapmam lazım nasıl duyurucam sesimi size bayım.
düşünüyorum yapmamam gereken bir şey mi yaptım acaba ona yada yeterince sevemedim mi? yeterince iyi olamadım mı ona? neydi eksik  olan ne yapmam gerekiyordu vazgeçilmez olabilmem için bilmiyorum bayım... kötü zamanlar bunlar geçer diyor 3. şahıslar ama geçmiyor işte bayım geçmiyor. tarif etmeye çalışıyorum acımı ama olmuyor anlamıyor 3. şahıslar. belki siz anlarsınız bayım içimin tam ortasında birşey var yutkunsam geçicek gibi ama yutkunamıyorum bayım gülüyorum eğleniyorum ama hep eksik birşey var kekremsi bir tat var bütün gülmelerimde sanki o an sesinizi duysam bayım herşey geçicek gibi geliyor ama olmuyor işte bayım...
hani size demiştim ya ''sen benim kaderimsin. bugün olmasa bile bir gün biz birlikte olucaz'' diye işte bayım o gün gelsin istiyorum artık çünkü ben sizi çok özledim.
çünkü ben sizsiz çirkinim çekilmez bir insanım,
çünkü ben sizsiz güzel gülemiyorum,
çünkü ben sizsiz çok yanlızım.....
gelin artık bayım gelin ki ben tekrardan kahve içebileyim.
hep sitem ederdiniz ya ev terliği yok diye terlikleriniz hazır bayım kapının hemen yanında. aniden gelirsiniz diye dolapta sade sodanız hazır bekliyor.
herşey hazır bayım herşey tek eksiğimiz sizsiniz.














Hiç yorum yok: